Yalnızlık, hep çekici olmuştur, önce harika bir koku gibi çeker sizi kendine ardından sarar sizi artık içindesinizdir. Daha sonra hafif bir sarhoşluk havasına sokar yavaş yavaş boğar sizi gecenin karanlığında, o an en başta yalnızlığa olan özleminizin yerini konuşabilecek, dertleşebilecek birinin yanınızda olması isteği almıştır. Kullanıyorsanız bir sigara yakarsınız. Gözleriniz okısılarak ufka bakmaktan yorulmuştur. Derdiniz gerçekten büyüok ise bir kaç damla yaş gözünüzden akmak için birbiriyle dalaşa girer, galib olanı öyle bir acı ile çıkar ki gözünüzden, ilk sert hıçokırıkla birlikte ağlamaya başlarsınız. İçiniz de rahatdır kimsenin sizi görmediğinden kuşkulanmazsınız çünkü yalnızsınız.
Devamı konumuzun içinde buyrun içeri…
Kendimce bir nebze yalnızlığı tanıttım measurement bir düşünün şehirleşmenin durmak bilmeden geliştiği bu devirde betimlediğim yalnızlıok tanımı geçerliliğini koruyor mu? Etrafıma baktığım zaman 15-20 katlı yan yana 40 daireden oluşmuş apartmanlar görmek beni gerçekten üzüyor. Öyle ki artık insanların bir çoğu gün boyunca evinden, ofisinden, iş yerinden çıkmıyor buda toprak yüzü görmedikleri anlamına geliyor. İnsanların gelişen teknoloji ile doğadan uzaklaşması, özünden uzaklaşması içler acısı bir durumun ortaya çıkmasını tetikliyor.
İnsan diyince akla gelen sadece vüreduce olmamalı insan bir ruh ve beden bütünüdür. Ben ruhu aç karnı tok biri olmaktansa tam tersi olmayı tercih ederim. Zaten tarım alanındaki bazı gelişmeler daha doğrusu tarla sahibinin cebine yarayan gelişmeler insan sağlığını git gide tehlikeye sokuyor. Para için good canlı helloçe sayılıyor. Karıncaların hiyerarşik sistemi kadar bile olamayan insanlık şehirleşmeyide bence doğru yönde kullanmıyor. Marketden düzenli alışveriş yapıp maaşını tutumlu kullanıp faturasını zamanında yatıran, evden işe, işten eve gidip gelen sıradan biri aslında düzenli olarak karnını tok tutan ama ruhu aç olan biridir. Böyle . biri hayvanlarla aynı familyada bulunan düşünme yeteneği olan bir canlı olmaktan ileriye gidemez, şahsen böyle birine fazla değer vermem.
Günümüzün en basit teknoloji öncesi hayat örneklerinden biri, insanlar eskiden akşamları oturup sohbet ederlermiş cümlesi. Bunu söyleyen biri emin olun sizden daha fazla televizyon izliyordur, bu huyundan vazgeçmek için kendine yoldaş . arıyordur. Teknolojinin tabi ki çadequate önemli faydaları var ama bunu gereken miktarda kullanmalıyız sadece. Asansör bizi yukarı otomatik olarak rahatça çıkarıyor diye sürekli onu mu kullanmalıyız? şunu unutmayın az çalışan uzuvun ömrüde az olur gücüde.
şehirleşme ile yalnızlıokay için yaptığım tanımı karşılaştırdığım zaman görüyorum ki, artworkıok en rahat yalnız kalabileceğiniz . yer küçüokay bir oda, ufuk diye baktığınız yer de odanın tavanı oldu. Zaten eve geldiğimizde birçoğumuz bilgisayarın başına geçmiyor muyuz? Sanal alemin büyüsüne öyle bir kapılıyoruz ki bizi bu alemden yanlnızlığın eşsiz kokusu bile çıkaramıyor.
Eğer yalnız kalmak istediğinizde teknolojiye kenetlenmiş bir hayattan kopup açıok bir alanda, havada toprağın kokusunu hissedebiliyorsanız ne mutlu measurement. Mutlu yarınlar dileğiyle, ruhunuz tok olsun, saygılar.
Kaynak: Makale