Son günlerde yaşadıklarım ışığında güzel bir makaleye rastladım ve sizinle paylaşmak istiyorum.
Timsahla filin dillere destan evliliğini duymuşsunuzdur. İki sevgili evlendikten sonra, birbirlerine kendileri için”en değerli” olanı verme yarışına girerler. Timsah gölden en güzel balıkları çıkarıp sevgilisi file ikram eder.Fil de pek sevdiği yeşil yapraklarının en tazelerinden çırpıp sevgilisinin önüne atar. Fakat sonuç hüsrandır. Otçul olan fil için balıklar, etçil timsah için de tazecik yapraklar hiç de değerli değildir.Çift sonunda anlar ki, herkesin kendisi için ”en değerli”olanı vermektir. Sonuç olarak, fil timsaha hortumuyla tuttuğu ve zaten yemeyeceği balıkları, timsahda gölün dibinden kopardığıve zaten sevmediği tazecik yosunları vermeye başlar. Mutlu olurlar; çünkü birbirlerinianlamaya vakit ayırırlar. Hiçbiri ”Ben elimden geleni yapıyorum ya!” savunmsına girmez. Aslında, kadın ve erkek, fil ve timsah arasındaki farklılığa benzer farklılıklar taşırlar. Bu farklılıkları bilip gözeterek, eşinize davranın.Niyetinizin iyi olması yetmez, eşinizi iyi tanımalısınız; kendiniz için güzel olanı değil eşiniz için güzel olanı yapmaya çalışmalısınız.